SAYISAL LOTO ve RÜŞVET FETVASI
Her zaman olduğu gibi o hafta da sayısal loto oynadı ve yine bir şey tutturamadı. Ama azmetmişti , mutlaka tutturacaktı . Sayısal Bayiine gitti , bir hafta sonra çekilecek olan kupona 6 çıkmış numaraları oynadı sonra berberine gitti , tıraş koltuğuna oturdu , çırağa o gün oynadığı kuponu verdi ‘’ Bak bakalım dedi , buna bir şey çıkmış mı ? Berber dükkanı kalabalık , mahalle berberi de olunca , dedikodunun âlâsının yapıldığı yer. O saç tıraşı olurken , çırak önündeki gazeteden baktığı numaraları görünce bir çığlık patlattı : ‘’ Altı tutturmuşun , Talat Amca , altı ‘’ İnanmadı , bir daha bak yanlış olmasın dedi. ‘’ Yok amca altı tutturmuşun ‘’ deyince dükkândaki bütün müşteriler çırağın başına üşüştü .’’ Bakayım , ben de bakayım ‘’ . ‘’ Evet , altı vallahi de , billahi de altı ‘’ . Enayiler iyi yedi henüz çekilmemiş kuponu diye düşündü . O da berberin önünden ok gibi fırladı , çırağın elindeki
sayısal kuponunu kaptı ve çılgın gibi dans etmeye başladı . Onun bu halini gören müşteriler korktular , sakin ol deyip , koltuğa oturtup , elleriyle kana kana su içirdiler. Sayısal lotonun sözde talihlisi Talat da artık oyunun parçası haline gelmişti. Önce abisi geldi dükkana , sonra da kardeşi . Hemen kolonunu imzalattılar , az değil 1.5 milyon TL çıkmıştı ve tek talihliydi.
Yardım isteyenler hemen sıraya girdi , önce berber biraz sermaye katkısı istedi , sonra dükkandaki müşteriler ‘’ Artık bizleri de görürsün Talat abi. ‘’ Her şey tam istediği gibiydi . Yalan da olsa herkes ona milyoner gibi davranmaya başlamıştı . Yahu ben şaka yaptım , bu loto daha çekilmedi diyemedi .
Kardeşleri kollarına girip Milyoner ( ! ) kardeşlerini özenle evlerine getirdiler. Ev bir anda konu komşuyla dolup taştı . Akşam olup el etek çekilince büyük ağabey bu para dinimizce haram ; bugüne kadar evimize haram lokma girmedi . ‘’Önce tanıdığım bir Hoca var ona soralım da parayı nasıl değerlendireceğimize onun FETVASI ile karar verelim.’’
Hoca efendiyi aradılar ‘’ Hocam kardeşime sayısal lotodan 1.5 milyon TL çıktı , bu parayı kullanmakta tereddüde düştük dinimizce bu parayı kullanmakta sakınca var mı ? Hoca efendi hemen cevap vermedi . Araştırmak için süre istedi .
Gece yarası acı acı çalan telefonun sesiyle yatağından fırladı . Arayan Hoca efendiydi . Muhterem diye başladı söze eğer kazandığın paranın yarısını dini içerikli bir hayır kurumuna , mesela bizim cami yaptırma ve yaşatma derneğine bağışlarsan , geri kalanını rahatça istediğin gibi kullanabilirsin . Peki hocam dedi . Sabah ilk işi eş , dost ve akrabalarına yaptığı şeyin şaka olduğunu , elindeki kuponun henüz çekilmediğini , cumartesi günü çekileceğini açıkladı.
Önce ‘’ Vay namussuz vay paranın üstüne , kendisi konmak , bize ucundan da olsun koklatmak istemiyor diye düşündüler.’’
Sonra çekiliş tarihini gösterince , gözlerinde nefret ifadesiyle onu yalnız
bırakarak çekip gittiler. ‘’ O kim , Milyoner olmak kim ? ‘ Hedefine ulaşmış , bir gün de olsa milyoner olarak yaşamıştı. En büyük kazancı da paranın yarısının dini nitelikteki hayır
kurumlarına bağışlanma FETVASI idi.
Ülkemiz 17 Aralıkta Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet , yolsuzluk , kara para aklama
olayı ile karşılaştı . ABD’nin İran’a ekonomik yaptırımı nedeniyle bu ambargoyu delmek için Türkiye’yi ve Halk Bankasını kullanan İran ; onun bu işlerde kullandığı kişi vasıtasıyla ,
milyarlarca dolarlık bir işlem hacminde elbette ki haklı olarak bazı bakanları ; çocukları vasıtasıyla besleyecekti. Besledi . Milyon dolarlar , Eurolar ve bir bakanın koluna Patek
Philippe 5101 G marka 700 bin TL değerinde saat , bundan doğal ne olabilirdi , ABD ambargosu delinmiş , İran ile olan ticaret hacmi rekor seviyelere ulaşmış ve bunun karşılığında danışmanlık ( ! ) ücreti olarak bakan çocuklarına ve banka müdürüne milyon dolarlar ödenmiş çok mu ? Değil de bunu İslâm Hukukuna uydurmak gerekmekte . Bunun için de FETVA ya ihtiyaç var . Bilhassa seçim meydanlarında halkı bütün bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun iftira , paralel devletin oyunu olduğuna inandırıp , yavuz hırsızı oynamak .
'' Başbakan'ın yolsuzluk iddialarına karşı geliştirdiği savunmanın, ünlü ilahiyatçı Hayrettin Karaman'ın fetvasına dayandığı söyleniyor. Bu yaklaşıma Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne itiraz edince muhafazakar çevrelerde yeni bir tartışma başladı. ''
Başbakan geçenlerde El Cezire Türk’e yaptığı açıklamada: “Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu, soyulmuyor mu? Ayakkabı kutusu içerisinde söylenen olaylar, Halk Bankası’ndan alınan para değildir.”
Başbakan’a göre rüşvet bir memur ile sivilin çıkar sağlaması. Erdoğan’ın henüz belediye başkanı iken Hayrettin Karaman’a başvurduğu ve “Hocam, daha güçlenmemiz, davayı sağlama almamız gerek. İhale verdiğimiz kişilerin kârlarından komisyon alabilir miyiz?” diye bir soru sorduğu, Karaman’ın da ona “Evet” dediği iddia ediliyordu. İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman’da bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarına FETVA verdiğine göre size ne oluyor . Fetvalı rüşvet ve yolsuzlukla YOLA DEVAM …..
Saygılarımla,
15.03.2014