KAĞITTAN KAPLAN ve CHP
Anneler Günü ile ilgili bir program için Ankara’nın Elmadağ ilçesine giden CHP Genel Sekreteri Önder Sav, hac ibadetini yapmak istediğini söyleyen Mustafa Ünal’la “Boş ver. Araplara para kaptırma.” diyerek alay etti. Ünal, hacca gitme ısrarını “Niye? Yaşım 80’e gidiyor. Bir ayağım çukurda.” diye sürdürünce Sav’ın üslubu, Müslümanları inciten boyuta vardı: “Bakarsın orda Muhammed bırakmaz seni. Buraya göndermez.”
Demokratik açılım sürecinde açılımın gerekçesi olarak ‘’Analar ağlamasın’’ denildiğini anımsatan Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp ‘bu savaşı bitirelim’ demedi. Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok.’’
Son olarak da CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum Zonguldak’ta yaptığı bir konuşmada, “Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar. Ancak CHP’yi yıkamadılar .
Senelerin Ana Muhalefet Partisi , Atatürk’ün kurduğu parti , en büyük iktidar adayı olan parti , bürokrat görünümünden halkçı görünüme geçmesi için Genel Başkanını değiştiren partiye bakar mısınız , siz şimdi görünen şu üç olaya bakarak bu partinin iktidara hazır olduğunu söyleyebilir misiniz ?
Öncelikle İsmet Paşanın askeri kişiliğinin yarattığı sevgi ve saygının asker üzerinde kaybolup , yeni nesil askerin işbaşına gelmesiyle doğal olarak CHP ile ASKER arasındaki ilişki Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık ortak paydasına indirgenmiş ve askerin TSK 35. Maddesinde belirtilen : ‘’ Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.” Şeklindeki görevi ile ters düşmeyen bütün partilere yaklaşımı eşit düzeye gelmiştir. Demokraside bunu gerektirir. Zaten Anayasa Mahkemesinin varlığı da askerin TSK İç hizmet yasasından kaynaklanan görevini yerine getirmeyi engellemekte , Anayasal düzeni koruma ve kollama görevini demokratik hukuk devletlerinde Yargı yapmaktadır.
Bu durumda Sayın Süheyl Batum gibi çok iyi eğitimli, ülkenin nadir yetiştirdiği Anayasa Profesörünün askerin darbe karşısında çekimser kalmasını eleştirmesi söz konusu olamaz . Bana göre Hoca , Tapu Kadastro Genel Müdürünün dahi , son zamanlarda polisin SEHVEN yaptığı hatalar sonucu henüz çiçeği burnunda Teğmen’in tutuklu kalması ve Gölcükte bulunan CD’lere sonradan eklemeler yapılarak Balyoz davasını doğrudan etkilemeye yönelik davranışlar karşısında sesini çıkartması gerekirken , demokrasiye inancı nedeniyle Kağıt Kaplana dönmesini tenkit etmiştir kanısındayım. Zaten yanlış anlamalar nedeniyle de AKP’nin eline oldukça iyi malzeme vermesinden sonra da özür dilemiştir.
Siyaset dar bir havuzda köpekbalıklarıyla birlikte , sağ kalabilmek sanatıdır. Aksi takdirde siyaset yerine Akademik tercih CHP’nin selameti açısından en iyi tercihtir.
Hoşça Kalın, Sevgiyle Kalın