POLATLI İKDAM
  DOST ACI SÖYLER
 
ACI SÖYLEYEN DOST
 
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Odatv’ye yapılan baskın ve gazetecilerin tutuklanması konusunda, “Bir yandan basın özgürlüğünü savunurken diğer yandan gazeteci tutuklanmasını anlayamıyorum” dedi. Türkiye’de Ergenekon, Balyoz gibi darbe soruşturmalarını “sağlıklı bir tartışma” olarak değerlendiren Riccardone, bu süreçlerin “özgür basın” ve “bağımsız yargı” eşliğinde ilerlemesinden yana olduklarını söyledi. Ricciardone, dün akşam verdiği tanışma resepsiyonu sırasında gazetecilerle Türkiye gündemi üzerine sohbet etti. Ricciardone’nin değerlendirmeleri şöyle: 'Odatv - Türk halkı özgür basın ister' Henüz isnat edilen suçlama yok sanırım. Türk halkı da bizim gibi özgür bir basına sahip olmayı talep eder ve bekler. Bu, eleştirel ve muhalif bir basın olsa bile.
'Gazeteci tutuklamayı anlamıyoruz' Bir yandan gazeteciler tutuklanırken diğer yandan basın özgürlüğünün nasıl korunacağını ben anlayamıyorum. Kimseyi eleştiriyor değilim. Bunun izahı nedir? Nasıl bir süreç yaşanıyor? Bu soruların yanıtını vererek değerlendirme yapacak olan  sizlersiniz.

'Şeffaf yargılama olmalı'

Balyoz soruşturmasını yakından izliyoruz. Sürecin şeffaf, masumiyet karinesi ilkesi unutulmadan ve usulüne uygun bir şekilde ele alınması gerekir.

'Darbe dosyaları - Sağlıklı tartışma'

Balyoz, Ergenekon ve diğer soruşturmalarla bizim tabii ki bağlantımız yok. Sağlıklı bir tartışma olarak değerlendiriyorum. Ama yanıtını tabii ki biz bilemeyiz. Türk halkı bilecek. Bunu da özgür basın ve demokratik süreç içinde yapacak. Bu bölgede demokrasinin gelişmesi Türkiye ve ABD’nin ortak çıkarınadır. Bunun da iki unsuru var. Birincisi: Özgür basın. Olmazsa olmaz şarttır. İkincisi ise bağımsız ve özgür yargıdır. ABD’de iyi işleyen bir yargı sistemimiz olmasına rağmen Başkan Obama’nın önerdiği 150’den fazla yargıç adayından Senato sadece birkaç tanesini onayladı. Yargı ile ilgili yaşadıklarınızda yanıtı yine siz bulacaksınız. Sizin adınıza bu yanıtı veremeyiz.

'Gül’ün demokrasi çağrısını önemsiyoruz'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İran gezisine eleştirimiz yok. Bölge liderlerine yaptığı “halklarını dinlemeleri ve halkın haklarını vermeleri” çağrısını önemsiyoruz.
Eksen kaymasına inanmıyorum: Ne Başkan Obama, ne Dışişleri Bakanı Clinton ne de ben eksen kayması tezlerine inanıyor.
16 Şubat 2011
 
Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın yakın dostu Obama’nın Büyükelçisi doğrudan içişlerimize müdahale ediyor. Biz hiç kendi üzerimize düşmeyen Mısır, Tunus gibi ülkelerin içişlerine müdahale ediyor muyuz ki , daha dünkü büyükelçi bize demokrasi, özgürlük, bağımsız yargı konularında ders vermeye kalkıyor .
 
Elbette ki bunun altında kalmayız : ‘’ ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone'nin basın özgürlüğüyle ilgili açıklamalarıyla ilgili, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Büyükelçiler içişlerimize karışamazlar, sınırları var" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da büyükelçi ile dün yaptığı görüşmeyi anlattı ve "Oysa bana Türkiye'deki demokratikleşme adımlarını övmüştü. Gazetelerden etkilenmiş olabilir" dedi .
 
Haklı olarak büyükelçi yeni olduğundan ülkemizde cereyan eden olaylar konusunda bilgili değil, bilgili de bilgili değil gibi davranıyor da olabilir. Öncelikle yüksek Yargının siyasallaşarak , önce HSYK ve Anayasa mahkemesi , torba yasanın kabulü ile de Yargıtay ve Danıştay ‘ın YÖK gibi iktidarın güdümüne alınması için AKP iktidarının haklı gerekçeleri var bildiğiniz gibi : ‘’ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin ''laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğinin tespitiyle eylemlerinin ağırlığı da gözetilerek Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrası ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 1/b maddesi gereğince temelli kapatılmasına karar verilmesi'' istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştı.
Davayı 30 Temmuz 2008 tarihinde karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, Anayasa'da kapatma için aranan nitelikli çoğunluk olan 7 üyenin oyuna ulaşamamıştı. Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinden 10'u, AK Parti'nin ''laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiğine'' işaret etmiş, bu üyelerden 6'sı AK Parti'nin söz konusu eylemleri nedeniyle ''temelli kapatılması'' yönünde görüş belirtmişti.
Mahkemenin 4 üyesi ise AK Parti'nin eylemlerini, temelli kapatmayı gerektirecek nitelikte bulmamış, partinin Hazine yardımından yoksun bırakılması yönünde oy kullanmışlardı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ise davanın reddi yönünde oy kullanmıştı.
Yüksek Mahkeme, AK Parti'nin 2008'de aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar vermişti.
Şimdi tarafsız gözle bakalım ; hakkınızda ‘’ laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğunuz ‘’ kararını veren Anayasa mahkemesine karşı , Meclis çoğunluğunu ve halk desteğini kullanarak gerekli önlemleri almaz mısınız? Anayasa Mahkemesi size karşı hukuki karar verirken, sizin de Anayasa Mahkemesine ve diğer Yüksek Mahkemelere karşı Yasal karar aldırmanız demokratik parlamenter rejimlerde son derece doğal. 
  Sayın Başbakan’ın ‘’ 12 Aralık 1997 yılında davet üzerine gittiği Siirt'te, miting sırasında okuduğu bir şiir nedeniyle Diyarbakır DGM'de yargılanmaya başlanması ; Yargılama sonucu Türk Ceza Kanunu'nun 312/2 maddesinden Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçunu işlediği gerekçesiyle dört ay hapis cezasına çarptırılması ve bu cezasını 24 Temmuz 1999 günü tamamlanmasının ardından ;
Yargıtay üyelerinin “iş yükü nedeniyle dosyalara yetişemiyoruz” sözlerine yanıt veren Erdoğan şunları söyledi: “Aynı yargı benimle ilgili dosyayı 24 saatte Diyarbakır’dan getirtti. Aynı yargı 5 gün içinde Erbakan hakkındaki dosyayı getirtti. Erzincan dosyası falan süratle yürütülebildi, Ankara’da Sincan çok başarılı çalıştı, birçok dosya çok hızlı çıktı. Öncelikler içerisinde bu kararları neden vermediniz. Yargıtay’ın iş yükünün fazla olduğunun farkındayız. Tedbirlerini de iktidara geldiğimizde başlattık. Bir an önce istedik ki burada daireler arttırılsın diye talep var.”
 Bu durumda , Yargıtay ve Danıştay konusunda çıkartılan yasal düzenleme hakkında hiçbirinizin konuşma hakkı yok . ‘’ ETME BULMA DÜNYASI ‘’. Dün bana bugün sana . Ne demiş AKP Kahramanmaraş milletvekili Avni Doğan : ‘’ "40 yıldır onlar bizi fişledi, şimdi de biz onları fişliyoruz. ‘’ "Kimin başı örtülü, kim muhafazakar fişlemişler. Eğer biz birazcık tökezlersek bu Ergenekoncular bu defa çok kötü intikam alır" . İşte en açık sözlü vekil , bu FİŞÇİLERİ Ergenekon ve Balyoz davaları ile öyle bir hale getirelim ki , bir daha fırsat bulup da bizi FİŞLEYİP , çok kötü intikam almasınlar.
Bütün bunları yeni ABD Büyükelçisi nereden bilsin , o sadece bugünkü , dünkü gazetelere bakarak İÇİŞLERİMİZE müdahale niteliğinde basına demeç veriyor ……Zaten onu da yönlendiren TU KAKA BASIN DEĞİL Mİ ?
Saygılarımla,
 
  Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol