DUA TEPE’DEN SAKARYA’YA BAKIŞ

Türk’ün makus talihinin yenildiği , Dünya harp tarihine altın harflerle yazılan bir destanın adına yakışan şekilde katılımla gerçekleşen kutlamalarının son günündeyiz.
Bizde kutlamaların önemi katılımcılarla ölçülür, Cumhurbaşkanı katıldı bak ne kadar önemli bir günü kutluyoruz, yada o kadar önemli bir günü kutlamakta oluruz ki , Ramazan da olsa, oruçlu da olsanız kendinizi bu kutlamaya katılmaya mecbur hissedersiniz , katılmasanız yada katılamazsanız vicdanen huzurlu olamazsınız. İşte öyle bir günü daha kutladık.
Önemli katılımcılar vardı DUA Tepe’de kimler yoktu ki başta varsın onlara protokolde yer verilmesin, basına ayrılan , oda sadece TV’cilere ,yerin hemen solunda gençtirler diyerek en az üç saat ayakta tutulan Kayseri Lisesi şehitlerinden Hacı Osman Oğlu Ahmet, Hacı Oğlu Adem, Derviş Oğlu Ahmet, Akif Oğlu Mustafa, Ali Oğlu Ali, Hamdi Oğlu Osman,’ın temsilcileri olmak üzere , Meclis Başkanımız Sayın Köksal Toptan, Genelkurmay Başkanımız Sayın Büyükanıt, Milli Savunma Bakanımız, Kuvvet Komutanlarımız, Sayın Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız, Generaller, Amiraller, Malül Gaziler ve de yurdun çeşitli yerlerinden ilk defa gelenler dahil halk , Milletvekillerinden de katılım olmuştur mutlaka.
Törenin zamanını bir türlü tam olarak tespit edemedim, bazı afişlere göre saat on iki mi, on üç mü , bendeki broşürde on beş yazıyor, sabahki törende bir Binbaşıya sordum o da on dört demez mi , ben en iyisi saat yarımda evden çıkayım, bana niye söylemedin demesin diye ;hanım dedim ben Dua Tepe’ye gidiyorum, gel beraber gidelim, bak Paşam da gelecekmiş, onu da görmüş olursun. Ne olacağı belli olmaz , oruçlu halimle ben yürüyemem dedi gelmedi.
Eve de yakın Emek sitesi altındaki alışkanlık haline getirdiğimiz tozlu yoldan , tozu dumana katarak önce Üç Pınar’a oradan Dua Tepeye , Tepeye çıkacağımda , her zaman rahatlıkla çıktığımız yol Jandarmaca kesilmiş, beni bir başka tepeye yönlendirdiler, aracınızı oraya park edeceksiniz, tepe adlarını pek bilmem orası de PARK TEPE olsun, bildiğimiz yeşil park değil, araç park yeri,saman sapları üzerinde yürümek insana büyük zevk verir, kaygandır da saman , neyse beni çeviren Jandarmanın orada , geçen sene ki gibi DUA TEPE’ye vasıta var mı Başçavuşum, bende saygıdan , bozkırın sıcağında sırtımda takım elbise, ayağımda özenle boyadığım iskarpin , hayır yürüyeceksiniz. Tığ gibi delikanlıların elde Al bayrak,sırtta techizat koşarak tırmandıkları tepeye ben yaşım altmış da olsa , seneler önce askerlik yoklamalarından muaf tutulsak da yürüyeceğiz. Bak adam genç olsa da kucağında çocuk, elinde başka bir çocuk yürümüyor mu ? Ömür biter yol bitmez, yolda yaşıtım üç kişiye takıldım, onlar oflamada , yarın Başkana çıkacağım , geçen sene otobüs tepede bırakmıştı, şimdi aşağıda, tepeye tırmandıkça sızlanma artar yok Kaymakama çıkacağım. Geçen sene.. , seçimlerde bitti ya , yüzde kırk yedi oy aldılar ya ,sızlanan Beypazarı’ndan , sızlanıp durma kulağı kesik, asker nasıl tırmandı tepeye diyen Haymanalı . Bari şu kenara geçici de olsa bank koysalardı , dinlenirdik , bir de oruç, tövbe tövbe , seni zorlamı getirdiler be adam . Tırmanma nihayet sona erer , Dua Tepeye vardık artık, hepimiz yolun sağında Belediyenin ücretsiz dağıttığı suya hücum, dört adam ve dört su terden sırıl sıklam ıslanmış vücutlar , Allah razı olsun suyu düşünenlerden, hani sizler oruçtunuz, hay Allah unuttuk oruç olduğumuzu, doğru unuttuk, adam koca hindiyi yanlışlıkla götürmüşte orucu bozulmamış, doğru doğru , kim vermiş bu fetvayı , şu Bey pazarlıda amma bozguncu , Atatürk bunların oraya İsmet Paşayı göndermiş asker toplasın diye, oranın bütün eli silah tutanları biz askere gitmeyiz Din ulaması askere gitmez diye karşı çıkmışlar. , askerde lazım, İsmet Paşa’da kurnaz mı kurnaz , gerçek din adamlarını tespit için yere Kur’an konmuş , bir yanda askerin elinde silah , basın demiş, çoğunluk silah korkusuyla basmış,azınlık haşa demiş, geri çekilmiş, geri çekilenler dışındakilerin tamamını askere almış. İşte böyle bunlar kulağı kesik bunlar . Amcalar birer tana daha vereyim mi sudan , tövbe tövbe şu mübarek günde, bu yaşta da bu kadar yol yürütülmez ki kardeşim.
Tören alanı altına inilir, bir yanda protokol koltukları, bir yanda çorak toprak üzerinde halk, tarih boyunca vergi gerekince elindeki avucundakini veren, seferberlik hadi askere denince askere koşan, cepheye sırtında bebesiyle cephane taşıyan, savaşta askerinin yanı başında olan , seçimden seçime hatırlanan , Sarıkamış’ta donarak şehit düşen , Yemen çöllerinde sıcak ta kavrularak arkalarından dindaşları tarafından hançerlenen , Çanakkale, Sakarya’da destanlaşan halk , ne olacak onlar toprak üzerinde de , icabında çamur üzerinde oturur , önemli olan mukaddes görevi yerine getirmek. Özet olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Demokrasi aşıkları olduklarına inandıklarımızın sıkça kullandıkları ‘’ CUMHUR ‘’ yerdeydi. Töreni öyle izlediler , hiç şikayet etmeden . Ne zaman şikayet ettiler ki.
Büyüklerimiz çelenklerini koydu, yanlarına yaklaşamasak ta TV kameramanlarının müsaadesi nispetinde bizler onları seyrettik, jetler , helikopterler, akrobasi uçaklarımızın gösteri oldu onlarla gururlandık,
Ve görkemli kutlamalarla bir 13 Eylülü geride bıraktık.
Tamam da ‘’ Her çıkışın bir de inişi vardır. ‘’ Olsun elbisem bozulmasın diye üç saatten fazla ayakta kalsak da , inmek daha kolaydır. Öyle oldu da, bu sefer içimizdeki coşkuyla indik , birde PARK tepeye tırmanmak olmasa.
Saygılarımla,