SİVAS’IN ÖTESİ VE DEVLET
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizi bu ülkeyi bölmekle suçlayan zevat, Sivas’ın ötesine gitmeye çekiniyor. Bundan daha büyük bölücülük olur mu? Niye gitmiyorsun? Oraya gitmek için pasaporta gerek yok ki..."
21.05.2011 HAKKARİ - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Hakkari’de protesto etmek amacıyla esnaf kepenkleri açmadı. Araçlar da, kontak kapattı. Başbakan Erdoğan’ın gelişi nedeniyle Hakkari’de geniş güvenlik önlemleri alındı. Kentin giriş ve çıkışları kontrol altına alınırken, çevre illerden çok sayıda polis ve zırhlı araç Hakkari’ye gönderildi. Büyük bir sessizliğin hakim olduğu kentte, ekmek fırını ve bir eczane dışında bütün iş yerlerinin kapalı olduğu gözlendi. Kontak kapatma eylemi nedeniyle hiçbir araç da caddelerde görülmedi.
‘’ Kepenkler kapanmıyor, kapattırılıyor. Kim kapatıyor, adı Barış ve Demokrasi olan partinin tezgahıyla. Destek terör örgütünden. 12 Haziran'da demokrasi dersini bunlara sandıkta vereceğiz. Yeni Anayasa ile bu kardeşliği daha da pekiştireceğiz. ‘’
Binlerce polis, zırhlı araçlar , güvenlik araçları , devletin bütün imkanları seferber edilmiş ülkenin Başbakanı , ülke sınırları içindeki ilimize gidiyor , kepenler kapalı , araçlar kontak kapatmış , bu ne demektir ? Açıkça ülkenin Başbakanına meydan okumak demektir. ‘’ One minute ‘’ çekmek demektir. Ülkesine hakim olan devlet yönetimlerinde bu tür eylemlere müsaade edilmez. Açılan muhalif pankartı , korumaların anında kaldırırken , neden yürütmenin başı olarak kapalı kepenkleri açtırmıyorsun ? Devlet yönetiminde zafiyet olmaz. Bir yerde devlet ya vardır , ya da yoktur. Devletin otoritesinin olmadığı yerlerde , başka güçlerin otoritesi yönetime hakim olur. Kepenk de kapatılır, kontakta . Bir ülkede mahkeme kararıyla , zanlılar sabah ezanı evinden alınabiliyorsa, telefonlar dinlenebiliyorsa, yine aynı mahkeme kararıyla , kapalı kepenkler açılır. Önemli olan hukuki yollardan devlet otoritesini halka göstermektir. Halk her zaman devletin değil , güçlünün yanındadır. Güçlü devlette sadece tek bir bayrak dalgalanır, korsan da olsa eşkıya elebaşısının posterleri , paçavrası ile gösteri yapılmasına , ciddi devlet en sert şekilde tepki gösterir . Devletin varlık sebebi bu değil midir ? Yapılan eylemlerin halkın demokratik hak ve özgürlüklerini kullanma ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür eylemler doğrudan ülkenin üniter yapısının bozulmasına yönelik , ayrılıkçı , bölücü eylemlerdir. Arife tarif gerekmez yıllarca halkımız doğu ve güneydoğuda oynanmakta oyunu biliyor. Bu seçimlerde , oynanmakta olan BOP oyununu bozacak partiyi iktidara taşımanın yollarını aramakta …..
‘’ Devletin düzeninde kanun koyucunun düşündüğü en büyük iyilik , en büyük kötülük nedir ? Bir devlet için en büyük kötülük BÖLÜNME , birken birçok olma ; en büyük iyilik de bütün kalma , TEK olmadır. Birleştiren şey, sevinç ve acı ortaklığı değil midir ? Bütün yurttaşların aynı kazanç ve aynı kayıplara mümkün olduğu kadar birlikte sevinip üzülmeleri birleştirmez mi onları ? Araya ayrılık sokması , herkesin tek başına üzülüp sevinmesi , başkalarının mutluluğuna , devletin ve teklerin kazanç ve kayıplarına aldırmaması değil midir ? Bu ayrılığın kaynağı nedir ? Yurttaşların ‘’ benim ‘’ , ‘’ benim değil ‘’ , ‘’ Bana yabancı ‘‘ derken bu sözlerle ayrı ayrı şeyleri anlatmaları değil mi ? Yurttaşların çoğunun aynı şeye ‘’ benim ‘’ , ‘’ Benim değil ‘’ demesi en iyi devlet düzenini göstermez mi ? Gösterir tabii. Hele devlet bir tek insan gibi olursa ! Örneğin , bir insan parmağından yaralansa , canı ve bedeni onları yöneten başla birlikte bu yaranın acısını duymaz, parçanın derdi bütünün derdi olmaz mı ? Ne kadar küçük bir parçamız olsa , onun derdiyle dertli , onun keyfiyle keyifli olmuyor muyuz ? O iyi olunca , iyileştik demiyor muyuz ? Onu için de tek bir insana benzeyen devlet en iyi yönetilen devlettir diyebiliriz. ‘’ İYİ GÜDÜLEN DEVLETTE BÖYLE OLUR ‘’ .
PLATON ( Eflatun ) DEVLET.
Madem Eflatun parmak acısından örnek vermekte biz de yazımızı Orhan Veli ile bitirelim .
KİTABE-İ SENGİ MEZAR I
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
o kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
Saygılarımla,