POLATLI İKDAM
  SOSYAL DEVLET - SADAKA DEVLETİ
 
 
 

 


Sosyal Devlet klasik liberal demokrasinin ekonomik ve siyasal temellerini değiştirmeden sosyal güvenliğin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, emeğiyle yaşayanların korunması ve yaşam düzeylerinin yükseltilmesi yoluyla sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenen devlete denir . Ayrıca sosyal devlet anlayışı, Ergun Özbudun tarafından “devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayış” olarak tanımlanmaktadır. Bir başka kaynakta da yurttaşların toplumsal (sosyal) durumlarıyla, refahlarıyla ilgilenen ve yurttaşlara asgari bir yaşam düzeyi sağlayan devlet olarak tanımlanmaktadır.

 

Allah rızası için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu herhangi bir şey`e sadaka denir. Ülkemizde AKP iktidarının siyasi rant sağlamak için genelde seçimler öncesi halka kömür, buzdolabı, nohut, pirinç , makarna gibi maddeleri dağıtarak yaratmış olduğu topluma sadaka toplumu , toplumun geneline de sadaka devleti denir. Kur`an`da sadakalar gizli verilmeğe teşvik edilmiştir: "Eğer sadakaları gizler ve gizlice fakirlere verirseniz; işte bu sizin için daha hayırlıdır " (el-Bakare, 271) Sadakayı gizli vermenin en mühim faydası, sadakayı verenin riyadan kurtulmasıdır Ayrıca, sadaka alanın da şeref ve haysiyeti rencide olmaktan korunmuş olacaktır  Oysa ülkemizde sadakalar siyasi nedenlerle verildiğinden bilhassa gizlilik yerine açık bir şekilde verilmektedir .

 

Yoksulluğun genel olarak kavranmasında, yoksulluğu sadece gelir eşitsizliği ve ekonomik düzlemde değil, aynı zamanda toplumda sosyal, kültürel ve siyasi eşitsizliklerin yansıması olarak ele almak çok önemlidir. Yoksulluk esas olarak sınıfsal eşitsizliğin daha keskin bir biçimde ortaya çıkması ve görünür olması halidir. AKP iktidarı ranta dayalı zenginliği örtmek ve toplumun tepkisini azaltmak için sadece siyasi nedenlerle bir sadaka toplumu yaratmıştır. Bunun Anayasa’da ifade edilen sosyal devlet tanımı ile yakından uzağa bir ilgisi yoktur. Fert başına milli geliri 10 bin doların altında olan ülkemizde 38 tane dolar milyarderi çıkartma becerisi gösteren AKP iktidarına karşılık fert başına milli geliri 46 bin dolar olan Japonya’da sadece 26 tane dolar milyarderi vardır. Bu mudur sosyal devlet anlayışı .

 

‘’ Benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var . Ve istisnasız her vatandaş bu ülkenin zenginliğinden hak ettiği payı almalı .’’ Diyerek yola çıkan CHP ; açıktan verilen sadakalarla onursuz bir şekilde yaşama mahkum edilen vatandaşları , ayırım yapmaksızın onurlu, haysiyetli , sosyal refah devletine yakışır bir düzene davet etmektedir. AKP iktidarında belli bir kesime sağlanan zenginlik, refah yerine toplumun tamamını kapsayan hakça adil bir gelir dağılımı sözü. İşte CHP’nin sosyal devlet anlayışı :

T.C .Anayasası madde 60: Herkes , sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar . CHP iktidarında ; Aile sigortası toplumun temel direği kadınlarımızın en büyük desteği olacak . Her yoksul aileye ayda en az 600 lira verilecek. 

 

 

AKP iktidarı ile birlikte değiştirilen enflasyon hesaplama yöntemi ile birlikte gerçek dışı , olduğundan düşük gösterilen enflasyon rakamları ile düşük ücrete mahkum edilen çalışanlar ve emekliler kredi kartı mağduru durumuna getirilmişlerdir. Emekli, dul ve yetimlere ödenen aylıklar yetersiz kalınca, bu kesime yönelik iyileştirme talepleri karşılıksız kalmaktadır. Geçmişte yapılmayan “intibak”lar sonucu, uzun süredir işçi emeklileri cezalandırılmaktadır. Katsayı ve gösterge sisteminin kaldırılması sonucu, 2000 yılı sonrası dönemlerde, işçilerden kesilen prim artışlarının işçi emeklilerinin aylıklarına yansıtılması uygulamasına son verildiğinden, bu süreç ile birlikte işçi emeklisi aylıkları reel olarak küçülmüştür. Emekli Sandığı kapsamında olan emeklilere ise, katsayı ve gösterge sistemine göre memurların aylıklarında yapılan artışlar, memur emeklilerine de yansıtılmaktadır. Memur emeklileri çalışanlar gibi korunurken, işçi emeklileri ise korumasız bir sistem olan “aylık tüfe“ye mahkum edilmiştir.
Bir diğer haksızlık örneği de, 2000 sonrası süreçte işçilerden kesilen primlere güncelleştirme yapılarken, yılsonunda fiyat artışlarıyla birlikte refah payı yansıtılırken, işçi emeklilerinin aylıklarına yalnızca enflasyon artışının yapılması, sistemin kendi içindeki eşitsizliğini göstermektedir. 

 

AKP iktidarının oylarını çantada keklik olarak gördükleri emekli, dul ve yetimleri , iktidarları döneminde açlığa, yoksulluğa mahkum etmişlerdir. EMEKLİLER ! Artık bu iktidar tarafından sömürülmeye son vermenin zamanı gelmiştir. CHP iktidarı ilk icraat olarak intibak yasasını çıkartmaya söz vermiştir. Ya AB ülkeleri işçileri gibi insanca yaşayacak , çalışman boyunca yarattığın katma değerin hakkını alacaksın , yahut ta birileri servetine servet katarken sen açlık sınırında yaşamaya devam edeceksin. TERCİH SENİN …..

 

Saygılarımla,

 
  Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol