MUSTİ
Mısır’a Hüsnü Mübarek zamanında gitmiştim. Kaldığım Kahire Semiramis Otel , bir çok otel gibi Nil nehri kenarında yoğunlaşmış otellerden biriydi. İstanbul Maltepe sahilinde yürümenin alışkanlığından olacak, akşam sıcağında Nil kenarında kendi duyabileceğin
şekilde ‘’ Yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan / Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan, ah Kalamış'tan / Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan / Bir tatlı huzur
almaya geldik Kalamış'tan, ah Kalamış'tan şarkısıyla yürümek günün yorgunluğu alırken; yanında ‘’ Bu adam deli mi ne diyecekler , biraz yavaş söyle ‘’ diye uyaranda yok....
Mısır sosyalist yönetimle yönetilmekteydi. On , on beş seneden beri kiracılar aynı kirayı ödemekte. Ev sahipleri kiracının kendi isteğiyle evini boşatmadıkça kira artışı yapamıyordu. Kiracıların egemen olduğu bir yönetim. Ücretlerde dondurulmuştu. En önemli gelir kaynağı turizm gelirleriydi. Milyarder Amerikalılar tatillerini Mısır’da geçirmeyi , deve sırtında piramitlerde veya lüks gemilerle Nil nehrinde dolaşmayı tercih ediyorlardı. Otelde kaldığım bir hafta sürede film yapmaya gelmiş en az altı film ekibiyle karşılaştım. Yabancılar için Mısır oldukça prestijli bir ülke , Osmanlı’nın biz zamanlar Hıdivliği olan ülke , Dünya siyasetinde Türkiye’den çok daha önemli yere sahipti.
Londra British Museum ‘u ziyaret edenler bilir , Müzeyi ziyaret edenlerin ilk intibaı İşgalci İngilizlerin Mısır Medeniyetini İngiltere’ye taşıdıklarıdır. Milyonlarca turist sadece Mısır medeniyetini görmek için Londra’ya British Museum’u ziyaret eder ve en az bir gününün tamamını orada değerlendirir. Gördüğüm kadarıyla Türkiye bu müzede bir kaç İznik Çinisi ile temsil edilmekte. Dünya’nın her tarafından gelen turistler Mısır medeniyetini
hayranlıkla seyreder ve okullarda Mısır ‘ın yeri Afrikanın kuzey doğusunda hemen bulunurken , Türkiye genelde Afrikanın veya Asya’nın ortalarında aranır.
Türkiye ile Mısır açıktan olmasa da senelerce bölgede lider olma savaşı verir . Mısır Araptır , bölgede ırk , her zaman Müslümanlıktan önce gelir , bu nedenle Arap milletleri üzerinde Mısır’ın etkisi , bölgenin neredeyse tamamı 400 sene Osmanlı egemenliğinde kalmasına rağmen Türkiye’nin etkisinden çok daha fazladır. Dün de bugünde bu böyledir. Bu nedenle şimdiki AKP iktidarının tersine , senelerce Türkiye ‘’ Ne Şam’ın şekeri , ne Arabın yüzü ‘’ demiş ve bu ülkelere bulaşmaktan uzak durmuştur. Osmanlı Arap Kabile Reislerine her sene binlerce altın aktarmasına rağmen , onlar İngiliz Altınını da ceplerine
atarak Müslüman Osmanlı’yı satmışlardır.
Rusya yanlısı , Suriye Esad rejimini devirmeye yönelik harekette kullanılan Türkiye , bir taraftan emperyalist ABD tarafından saf dışı bırakılırken , Gazze’de terorist devlet
İsrail’e karşı ateşkes girişimlerine rağmen burada da Dünya kamuoyu nezdinde
sadece Müslüman Kardeşler Örgütü lideri Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi , ABD
tarafından ön plana çıkartılmış , Erdoğan ve Dış Siyasetten bihaber Hariciye
Vekili Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu ateşkese katkı defterinden silinmiştir. Zaten ülkemiz ne çektiyse bilgisiz Prof’lardan çekmiş , Ekonomi Profesörü Tansu Çiller enflasyonu yüzde 125 ‘le rekor seviyeye taşırken , Uluslararası İlişkiler Prof’u Davutoğlu’da ülkemizi ; komşularla sıfır sorun derken , bütün komşularımızla sorunlu ülke konumuna getirmiştir.
Sonuç olarak bölgede lider ülke olma ve yeni Osmanlıcılık hayalleri bir anda uçup gitmiştir. Korkarım bu yönetimsizlik başarısı ile Türkiye’nin Nato üyeliği de yarın sorun olarak ülke gündemine düşebilecektir.
Saygılarımla,